Bir Yahudi dünyaya bedel mi?

Filistin halkının varoluş mücadelesi 100 yıllık bir mücadele.

İsrail Batı’nın ve ABD’nin nazlı çocuğu. Yaptığı hep yanına kalıyor. Şimdiye kadar hiçbir BM kararını uygulamadı.

ABD, İsrail’in kabadayı tavırlarını hep destekledi. Bu, “Dünya bir yana, İsrail bir yana” demeye geliyordu. Avrupa, Filistin’i açık bir cezaevine çeviren, sivilleri acımasızca bombalayan İsrail’i uyarmadı, uyaramadı. Bunun yerine zayıf ve mazlum olan tarafı, Filistin’i uyarmayı tercih etti.

İsrail, Filistinlilere tam bir devlet terörü uyguluyor. Bu yapılanın açık adı budur. Şimdi İsrail daha beterini yapıyor. Filistin halkına kan kusturuyor. Savunmasız halkı bombalarla öldürdüğü yetmiyormuş gibi, Filistin’in altyapısını bombalıyor. Elektrik trafolarını, su depolarını, elektrik ve su dağıtım şebekelerini bombalıyor.

Elektrik yoksa su da yok. Su yoksa hayat yok. Filistinliler bir yudum suya, bir lokma ekmeğe muhtaç hale getirildi. İsrail, Filistin halkını, aç bırakarak, susuz bırakarak öldürmeyi kafasına koymuş. Hastanelerde elektrik olmadığı için, tedavi ve ameliyatlar yapılamıyor. Hastalar, elektrik ve suya bağlı temizlik ve hijyen yokluğu nedeniyle ölüyor. Filistin halkı, şu anda her an salgın hastalık tehdidiyle karşı karşıya. İsrail bombalayarak bitiremediği Filistin halkını, salgın hastalıklarla yok etmek istiyor.

İsrail Filistin’e ilaç ve tıbbi malzeme girişini engelliyor. Bombardımanlardan yaralı kurtulan çocuk, genç, yaşlı insanlar, tıbbi malzeme yokluğundan kaybediliyor. İlaç yokluğundan tedavileri yapılamıyor. İsrail gıda maddelerinin girişini de engelliyor. Filistinlileri açlıktan öldürmek istiyor. Yine İsrail, ayni yardımların girişini engellediği gibi, nakdi yardımların girişini de engelliyor.

Filistin, İsrail tarafından bir Holokost’a (Nazi kampı) dönüştürüldü. Filistin’in sınır kapılarını tutuyor, insanları bırakmıyor. Sınır kapılarında insanlar aylarca bekliyor. Bu bekleme sırasında aç, bi ilaç, sefil kalıyor. Daha geçenlerde Mısır’a gitmek için bekleyen insanlardan beşini kaybettik. İsrail bir de bu yolla öldürüyor.

İsrail, Filistin topraklarında “utanç duvarı” yükseltti. Bu duvar, Filistinlileri birbirinden ayırıyor. Bu duvar için, Filistin topraklarını kamulaştırdı. Filistin çiftçisinin can damarı olan zeytinlikleri yok etti. Bu İsrail’in Filistin’i aç bırakma politikasının bir parçasıydı. Şimdi, dün bırakırmış gibi yaptığı yerlerde, Gazze’de, Batı Yaka’da hayatı felç etmek, buraları insansızlaştırmak için olmadık zulümler, katliamlar icra ediyor.

Bu saldırgan, bu işgalci, bu hiçbir sınır ve hukuk tanımaz, sözden anlamaz güce karşı Filistinliler, dişleriyle, tırnaklarıyla mücadele ediyor. İsrail’in tanklarına karşı koyacak tankları yok. İsrail’in uçaklarına karşı uçakları yok. İsrail’in devasa savaş gücüyle baş edecek teknolojisi yok. Fakat Filistin halkı inanıyor. Haklı davasında yılmıyor, yılmayacak.

İsrail Filistin topraklarını Holokost’a çevirdi. Nazilerin dün kendilerine yaptığını, bugün İsrail bin beteriyle Filistinlilere yapıyor. Sadece bugün (Çarşamba) 18 Filistinli İsrail saldırıları sonucu can verdi. Bunlardan biri çocuk. İsrail, bu son katliamlarına bir askerinin kaçırılmasını bahane etti.

Gerçekte olan şu: İsrail, bizim topraklarımıza karakollar kuruyor. Vatanını işgal güçlerine karşı savunan Filistinli direniş güçleri, bir yolunu bulup, işgal gücünün karakollarından birine operasyon yapıyor. İki İsrail askerini öldürüp, birini kaçırıyor. Yani esir alıyor. Bu esir karşılığında İsrail’in elindeki kadın, çocuk ve yaşlı esirlerin bırakılmasını istiyor. İsrail bir devletse, Filistin de bir devlet. Ve İsrail, esir alınan bir askeri için tüm dünyanın gözü önünde Filistin’de bilmem kaçıncı katliamını başlatıyor. Bu bir bahane. İsrail, aslında bu bahaneyle Filistin’i yönetilemez hale getirip çökertme projesini uyguluyor.

ABD ve Avrupa, Filistin’e askeri bırakma çağrısı yapıyor. Peki, İsrail’in elinde 10 binden fazla Filistinli esir var. Bunlar içinde kadın, çocuk ve yaşlılar var. İsrail’in bir tek esiri için çırpınanlar, Filistin’in 10 bin esiri için neden hiçbir çağrı yapmıyorlar? İsrailli kanı bu kadar pahalı, Filistinli kanı bu kadar ucuz mu? BM karar alıyor, İsrail dinlemiyor. Bir Yahudi dünyaya bedel mi?

İsrail saldırganlığının bir başka bahanesi de Hamas Hükümeti. “Hamas İsrail’i tanımalı” diyor. Peki, İsrail Filistin halkının seçtiği Hamas hükümetini tanıdı mı? Hani Avrupa ve ABD demokrasiyi destekleyeceklerdi? Avrupa, ABD tanıdı mı? Filistin halkı seçiminden dolayı cezalandırılıyor. Bu nasıl demokratlıktır? Onu da geçtik, Mahmut Abbas’ı Avrupa tanıdı, ABD tanıdı, BM tanıdı, tüm dünya tanıdı. Peki İsrail tanıdı mı? Hayır. Şehid Yasir Arafat’ı da tanımamıştı. Onun ölümünden de İsrail sorumludur. İsrail aslında Filistin halkının varlığını tanımıyor. Beri yandan kendisini tanımadığımız için bize saldırıyor.

Bu bir “sınır” mücadelesi değil, bu bir “ölüm-kalım” mücadelesidir. Direnişten başka yol yok. Sonuna kadar, her tür imkanlarla mücadele edeceğiz. Söz veriyoruz: Başaracağız. Sözlü destek değil, fiili destek istiyoruz. Bize destek veren herkese şükranlarımızı sunuyoruz.

Filistin Büyükelçisi Nebil Maruf’un sözlerinden aklımda kalanları sizinle paylaştım. Görünen o ki, Yahudiler acınacak halde. Zira İsrail Yahudi soyunu yeniden tehlikeye atıyor.

Kur’an’ın dediği gibi, yine ortalığı ateşe verdiler. Ne zaman ortalığı ateşe verdilerse, tutuşturdukları o ateş gelip en sonunda kendilerini yaktı. Yahudiler İsrail’i durdurmalı.

 

Yorum Yaz