Ehl-i Sünnet, İslam Siyaset Üslubu, Siyasi Konuşmalar, Ermeni Tezi, İnsan Hakları..

Ehl-i Sünnet (özel sayı), Marife Dergisi, 0332 3420153, Konya-2005, Sayı 3, Kış.

Sessiz ve derinden? Üç sayıdır Konya’da akademik çevre bir dergi çıkarıyor. Dergi demeye bin şahit ister. Mübarek, her sayısı tuğla gibi muazzam bir kitap. Bu son sayı da öyle. Üstelik masal kuşu zümrüdü anka gibi, herkesin diline pelesenk edip de tarifini bir türlü bilmediği Ehl-i Sünnet konusunda. Hassaten, editör Ahmet Yaman’ın ellerine sağlık.

Değerlerin arısı da olur, sineği de. Kimisi onu üretir, kimisi tüketir. Ehl-i Sünnet’in de arıları ve sinekleri var. Ara ara tezgahında Elh-i Sünnet satan mezhepçiler piyasaya çıkar. Ümmetin sanki tevhide ve vahdete değil de “tefrikaya” ve “mezhep savaşlarına” ihtiyacı varmış gibi, tefrika ocağının içine yeni odunlar atarlar ve ortadan kaybolurlar. İşin yoksa çıkan yangına yürek yürek su taşı?

İşte bu sayı, çıkışı itibarıyla akidevi değil siyasi olan Ehl-i Sünnet kavramı ve o kavram etrafında oluşmuş edebiyat, müktesebat, tarih ve kavgalarla ilgili. Ehl-i Sünnet deyince, Yaşar Kaplan liderliğinde çıkan Aylık Dergi’nin yıllarca Türkiye’nin ilim gündemine oturan 500 sayfalık Ehl-i Sünnet özel sayısını hatırlamamak olmaz. Geçmişin kalıpları, günümüz Müslümanı ve İslam dünyasını ne kadar ifade eder, tartışılır. Galiba günümüzün dünden çok farklı dünyasını anlamak için Ehl-i Sünnet Sünni-Ehl-i Bid’at Sünni, Ehl-i Sünnet Şiî-Ehl-i Bid’at Şiî gibi bir ayrım, sadece vakıa açısından değil, ahlaki ve vicdani açıdan da elzem.

Dergiyi özetlemek bile mümkün değil. En iyisi alıp okuyun. Umarım bu sayı, Elh-i Sünnet kavramını bol keseden kullananları ciddiyete birazcık yaklaştırır.

İslam Siyaset Üslubu ve Asr-ı Saadette Siyasi Konuşmalar, Dergah Yay,. 0212 520 4696, İstanbul-2004.

İkisini de aziz dostum, alim ve akademisyen, Prof. Dr. Vecdi Akyüz çevirmiş-hazırlamış. Birinci kitap İbnu’l-Mukaffa’ın dört risalesinden oluşuyor. Keşke dedim bu çeviriyi görünce, Vecdi Hoca Âsâru İbni’l-Mukaffa’ın tamamını çevirseydi de, Türkçe okuru, İbnu’l-Mukaffa kitaplığına sahip olsaydı. Gerçi bu çeviri, İbn Mukaffa’ın en meşhur risaleleri olan el-Edebu’l-Kebir ve el-Edebu’s-Sağir’i kapsıyor.

Siyasi konuşmaların en orijinal yanı, Hz. Peygamber’in konuşmalarını bir araya toplamış olması. Mekke’deki ilk davet konuşmaları, panayır konuşmaları, Kâbe avlusu konuşmaları, Akabe konuşmaları, ilk hutbeler, Medine konuşmaları, siyasi konuşmalar, diplomatik konuşmalar, sefer ve fetih konuşmaları? Adeta Hamidullah Hoca’nın el-Vesaiku’s-Siyasiyye’sinin “sözlü” versiyonu olmuş. Özellikle İmam-Hatip öğretmen ve öğrencilerine uygulamalı ders kitabı olarak okutulabilir. Bence, en güzel Hitabet kitabı, en güzel hitabe örneklerinin bulunduğu kitaptır, değil mi ama?

Ermeni Soykırım Sürecinin Oluşum Sürecinde Amerikan Yakın Doğu Yardım Komitesi, Alternatif Yay., 0212 5196619, İstanbul-2006.

Ermeni meselesi üzerine son dönemlerde yazılmış hayli emek mahsulü ve dokümanter bir eser. Özellikle Ermeni Tehciri’nde ABD’nin rolünü ve özellikle Amerikan Yakın Doğu Yardım Komitesi’nin rolünü ele almış ve ele aldığı konunun hakkını vermiş bu kitap. Genç yetenek Fatih Gencer hazırlamış.

Ermeni meselesi bu ülkede hep duygusal olarak ele alınan bir mesele. Doğrusu, Şovenist-Kemalist-Laik koalisyonun malum söyleminin elle tutulur bir tarafı yok. Müslümanların, bu söylemi meşrulaştırmalarının gereği de yok. İttihatçı zibidilerin Ermenilere uyguladığı zulmü savunmanın alemi de yok. Kaldı ki aynı İttihatçı çete, sadece Ermenilere değil, bizzat Müslümanlara zulüm uyguladı. Hareket Ordusu lağımının İstanbul’a akması ve 31 Mart tezgahının ardından kurulan sıra sıra darağaçları İttihatçı çetenin işiydi. 1913 darbesi aynı çetenin işiydi. 600 yıllık Osmanlı’nın 10 yılda anasının ağlatılıp darma dağın edilmesi aynı çetenin işiydi. Kim ne derse desin, benim bir tezim var: Eğer bu memlekette % 10 bir yerli gayr-ı Müslim nüfus bulunsaydı, Osmanlı ve Cumhuriyet Batıcıları tarafından Müslümanlara uygulanan zulüm böyle pervasız, böyle insafsız, böyle güpegündüz uygulanamazdı. Bize Kur’an’ı, örtüyü, İslami eğitimi böylesine yasaklayamazlardı.

İnsan Hakları/Gözlemler, Düşünceler, Merdiven Yay., 0312 2323088, Ankara-2004.

Uzun süredir Almanya’da bulunan, orada bir insan hakları derneğinde yöneticilik yapmış, çeşitli sivil toplum örgütlerinde (keşke “fütüvvet teşkilatlarında” diyebilseydik) yöneticilik tecrübesi olan bir dost. Bütün bu tecrübelerinin imbiğinden damıtarak kaleme aldığı makaleleri bu eserde toplamış. Mazlum coğrafyamızla ilgili bölümler de yer alıyor eserde. Bosna ve Çeçenistan’la ilgili bölümleri, konuya ilgi duyanlar es geçmemeli. Bazı antlaşmaların metninin kitaba konulması, esere dokümanter bir kitap niteliği kazandırmış.

İnsan hakları meselesi, bizim yumuşak karnımız. Ve tabi ki zaafımız. Batı bu zaafımızı iyi biliyor ve tepe tepe kullanıyor. Batı bu konuda hiç de samimi değil. Bunun son delili AİHM’in Müslümanların meselelerine karşı gösterdiği çirkin yaklaşım. Fakat Batı’ya bu konuda söz söylemek için yüzümüz yok. Çünkü Batı’nın bize ettiği, Batı’nın içimizdeki devşirmelerinin ettiğinin zekatı bile etmez.

Allah cümlemizi, ğaliz ve hafif olanı da dahil, necasetin her türünden mutahhar kılsın.

Yorum Yaz