Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım

Korsan devlet İsrail’in ABD desteğinde (belki de ABD adına) yürüttüğü devlet terörü hakkında yazılan bir yazıyla, bu başlığın alakası ne?

Eğer euzü-besmele çekerken, bunun yaşadığınız hayatla alakalı olmadığını düşünüyorsanız, euzü-besmele’nin size kazandırmak istediği imanı bilinçten yoksunsunuz demektir.

Çünkü euzü-besmele, eylemle alakalıdır. Euzü-besmele çeken bir insan gördüğünüzde, onun bir işe başladığını, bir eyleme giriştiğini; ya da bir eyleme maruz kaldığını, bir tehlikeyle yüz yüze olduğunu anlarsınız.

Her iki durumda da, euzü-besmele’yi Allah’tan yardım istemek, girişeceğiniz eylemde sizi desteklemesini ya da size karşı yönelen tehlikeyi bertaraf etmesini istemek için çekersiniz.

Euzü-besmele’nin eûzü’sü, “Taşlanmış/lanetlenmiş olan şeytanın şerrinden sana sığınırım” anlamına gelir. Bu Kelime-i tevhid olan “lailahe illallah”ın “lailahe”sine tekabül eder. Yani kötüyü red ve inkardır. “Besmele”sini temsil eden “bismillahirrahmanirrahim” ise “Rahman, Rahim Allah adına!” anlamına gelir ve bu da kelime-i tevhid’in “illallah”ına tekabül eder. Yani kötüyü reddin ardından mutlak iyi ve doğruyu ikame ve ispattır.

“Lailahe” demeyenin “illallah” demesi hiçbir şey ifade etmez.

Sahte ilahları reddetmeyenin Allah’a iman iddiası merduttur. Enkazı temizlemeden yeni bir inşayı gerçekleştiremezsiniz. Euzü-besmele ilişkisi de tıpkı bunun gibidir.

Şeytanlardan uzak olduğunu “euzü” ile ikrar etmeyen, “besmele” ile Allah’ın yardımını celbedemez.

Şeytanlardan uzaklaşmadan Allah’a yaklaşamaz.

Kötülüğe karşı buğzetmeden iyiliğe muhabbet edemez.

Zulmü reddetmeden adaleti isteyemez.

Kur’an’da “şeytan” sadece soyut ve görünmez varlıklar olarak geçmez. Aynı zamanda kimi insanlar için de “şeytan” nitelemesi kullanılır.

Şeytan kimi zaman bir düşünce, kimi zaman bir sistem, kimi zaman bir ideoloji, kimi zaman bir insan, kimi zaman da bir devlet olarak tezahür edebilir.

İsrail ve ona hamilik yapan ABD, güce tapan yapılarıyla şeytanın devlet olarak tezahür ettiği bir yapı görünümündedir ve “taşlanmışlardır”. Mazlum Filistin’in gözü yaşlı çocuklarının İsrail’i ve ona ait savaş makinalarını taşlaması, fiili bir “euzü-besmele”dir.

Bir buçuk milyar Müslüman bir günlük euzü-besmele’sini Filistinli çocuklar gibi fiili olarak çekseydi, İsrail taşlardan oluşmuş dağların altında kalırdı.

Bunu yapamayanlar bari zulme buğzederek, mazluma muhabbet ederek taraflarını belli etsinler. ABD ve İsrail mallarına boykot uygulayarak yapsınlar bunu. Hani küçücük gagasıyla Nemrud’un Hz. İbrahim’i yakmak için tutuşturduğu ateş dağlarının üzerine su taşıyan serçe misali.

Serçe’nin küçümencik gagasıyla taşıdığı ateş Nemrud’un ateşini söndürür mü?

Elbette söndürmez. Fakat bu soruya serçenin verdiği cevabı hepiniz biliyorsunuz:

“Maksat tarafımız belli olsun.”

Baksanıza yılanlara! Nemrud’un İbrahim’i yakmak için tutuşturduğu ateşi kızıştırmak için üfleyen yılan gibi, İsrail’in Filistinli soykırımına “Bir katkı da bizden olsun” dercesine kalemleriyle üfleyip, kanallarıyla kin kusuyorlar.

Adları üç harfli olan ABD’li iki tv kanalının Türkiye bayileri, utanmadan sıkılmadan Müslüman mahallesinde domuz satıyorlar.

ABD ve İsrail’in yaktığı zulüm ateşinin yılanların soluklarına ihtiyacı mı var?

Yok, yok ama maksat tarafları belli olsun. Yani İbrahim’e düşman Nemrud’a dost, mazluma karşı zalimin yanında olduklarını bu şekilde ispat etsinler.

“Neuzubillahimineşşeytanirracîm”!

Yorum Yaz