Kurban olmak – İnsan olmak

Şu mısraları, Hz. Ali’nin şiirleri arasından seçip çevirdim. Kur’an’ın inşa ettiği bir akıl, insanı nasıl okur, herkes görsün diye. İşte bu mısralarda onu görüyoruz.

Derdin sendendir, fakat görmüyorsun

Dermanın sendedir, fakat bilmiyorsun

Koskoca alem içine yerleştirilmiş

Sen kendini hâlâ küçük bir şey sanıyorsun

“İnsan” kelimesinin Arapçadaki karşılıklarından biri de “gözbebeği”: İnsanu’l-‘ayn. Çok sevdiğiniz birini “gözünüz gibi sakınırsınız” değil mi? Yine çok sevdiğinizi ifade etmek için “gözbebeğim” dersiniz. Ariflerin hemen hepsi insanı tanımlarken onun kâinâtın gözbebeği olduğunu ifade ederler. Şair bu ifadeyi şöyle kalıba dökmüş:

Hoşça bak zatına kim zübde-i âlemsin sen

Merdüm-i dîde-i ekvan olan âdemsin sen

(Kendine iyi bak, sen âlemin özüsün / Bütün bir varlık evreninin gözbebeğisin)

Cesede göre ruh ne ise, evrene göre de insan odur. İnsan olmasaydı tabiat ruhsuz bir cesetten başka neydi ki. Yeryüzünün halifesi olmasının anlamı da budur. Allah irade ve akıl emanetini ona vermiş, eşyayı ona baş eğdirmiştir. Buna “teshir” denilir.

Bütün bunlar insana dağlardan ağır bir sorumluluk yükler: Yeryüzünde yaratılış amacına uygun bir hayatı inşa sorumluluğu. Bu sorumluluğu yerine getirebildiği oranda, müebbet yolcu menziline yaklaşmış olacaktır.

Yolcu?

İnsanı en iyi bu kelime tanımlar. Sadece “yolcu” mu? Belki yol, belki menzil?

Yolcu yolunda gerek. Yolcuya yol almak gerek. Yola revan olanlar, gurbeti ve sılayı bilenlerdir. İşte “kurban” burada gündeme gelir.

Kur’an’daki karşılıklarından biri hedy. “Armağan” anlamındaki hediye ve “doğru yolu bulmak” anlamındaki hidayet ile aynı kökten.

Kurban, “yakınlaşmak” anlamına gelir. Kendinin uzağında yaşamayı marifet zanneden insana “yaklaş” anlamına gelen bir işaret fişeğidir.

Yorum Yaz