Oy, oyun, “OYAK”

Bu bayram, bayram yapamayanlar geldi aklıma.

Her bayram, mutlaka sevincimi kursağımda bırakan bir şeyler olur. İslam’ın büyük ailesinin mazlum ve mükedder coğrafyaları zaten açık bir yaraydılar. Filistin ve Çeçenistan bunların başında geliyor. İslam’ın aziz topraklarında işgal altında inleyenler var. Afganistan ve Irak bunlardan ikisi… Bu yıl bir de Alt Kıta depremi belimizi büktü.

Bayram yapamayanlar arasında yoksulları, açları, açıkları, kimsesizleri, yakınlarını kaybetmiş yetim, öksüz ve dulları da saymak gerek. Bir de, kirli savaşın kayıp canlarının geride bıraktıkları var. İşte onlar geldi, askerlik yaparken ölüp de geride gözü yaşlı yavuklu, eş, kız, kızan bırakan kayıplar geldi. Onlar gelir de OYAK gelmez mi?

OYAK’ın açılımı “Ordu Yardımlaşma Kurumu”. Adı böyle olsa da, OYAK’tan en çok ordu mensupları şikâyetçi. Sağ olsun Umur Talu, meselenin altını eşeledi de, onun sayesinde haberdar olduk bu gerçekten. Meğer OYAK ne tam özel, ne tam tüzel kişilikmiş. Sayın Talu “Ne kuş ne deve” diye özetledi bu durumu.

Umur Talu’nun yazısını okuyunca, OYAK’ın açılımında bir yanlışlık olduğunu, aslında “Ordu Yardımlaşmama Kurumu” olması gerektiğini düşündüm.

Boşuna değil. Alın size Umur Talu’ya gönderilen subay-astsubay mesajlarından birkaçı:

“Halen TSK’da görev yapıyorum. OYAK yüksek rütbeliler ve çocukları içindir. Sadece OYAK da değil. Burs alan çocuklar, şirket kuran çocuklar ihale alan çocuklar. Neyse, zamanla her şey anlaşılacak.”

Bu bir subay feryadı… Belki siz, “Kendisi de yüksek rütbeye gelse ve OYAK’ın oyduklarından değil de cebine koyduğu birisi olsaydı böyle konuşmazdı” diyeceksiniz. Eğer böyle derseniz, bu durumda ben “haklısınız” diyemem. Çünkü bu suizan olur. Ama bir yeri anlayamadım: Yüksek rütbelilerin OYAK ayrıcalıkları yanında, bir de “burs alma”, “şirket kurma” gibi ayrıcalıklar mı var? Bilgi edindirme kanunu var ey millet! Neden ilgili kurumları soru yağmuruna tutmuyorsunuz?

İşte, bu da Binbaşı Engin’in mesajı… Adam oturmuş sormuş. Benim aklıma bin yıl dursam gelmez bu sualler. Çünkü bilen sorar. Adam biliyor ve soruyor. Bu sorular hepimizin soruları ey ilgililer! Cevabını milletçe bekliyoruz:

“OYPA’da genel müdürün gazabına uğrayanlardanım. Biz askerlerin ticaret yapması kesinlikle yasaktır. Peki OYAK yönetimindeki muvazzaf generaller ve subaylar ne ile meşguller? OYAK ikramiyelerinin yüksek olduğu yıllar kimlerin emekliliğine denk geliyor? Neden? OYAK ile ilgili eleştiri yapmak gerçekten aşamadır.  izden büyük hukuk mezunu kıta subayı bir ağabeyimiz OYAK için dilekçe vermiş, üst komutanlıktan sicilini istemişlerdi. Çok şükür bu günleri de yaşadık.”

Bu zehir zemberek satırlar, bir zamanlar “OYAK’la ilgileneni oyum oyum oyarlardı” anlamına mı gelir, bilemem. Baksanıza, Binbaşı OYPA’da genel müdür gazabına uğramış.

Bir askerin sorusu gözümü açtı. Önce Umur Talu’nun köşesine taşıdığı bu mesajı alalım:

“Vatana hizmet maksadıyla askere gönderilen erbaş ve erlerin Mehmetçik sigortası adı altında OYAK tarafından sigortalanmaları, birlik komutanlarının bu yöndeki ısrarı haksız rekabet değil midir?”

Benim sorum bu değil. Benim sorum şu: Ermenilere soykırım tazminatı adı altında para transfer eden Fransız AXA şirketiyle ortak olan OYAK sigorta, sigortaladığı Mehmetçikten şu ana kadar ne kadar para topladı? Bu paraların ne kadarını ölen ve yaralanan Mehmetçikler için ödedi? Ölüm ve yaralanma için OYAK’ın Mehmetçiğe taahhüt ettiği tazminat ne kadar? Bu miktar, piyasa şirketlerinin trafik kazası için takdir ettikleri tazminattan az mı, çok mu?

Şimdi anladınız mı neden bayram sevinci kursağımızda kalıyor, kalması gerekiyor?

Yorum Yaz