Yahudiler, Yahudilik ve Siyonizm Ansiklopedisi

Mısırlı ünlü felsefeci Hasan Hanefi nicedir hayıflanır durur; “Oryantalizme (Doğu bilim) en iyi karşılık oksidentalizm (Batı bilim)’dir” diye.

Tabi, bu haklı tespite katılmakla birlikte kimi rezervler koymayı da gerekli buluyorum. Bunların başında, oryantalizmin çıkış noktası gelir.

Oryantalizm “tanımak” için değil “tanımlamak” için yola koyuldu ve genelde tüm doğuyu, özelde İslam’ı kendine göre “yeniden tanımladı”. Bu, tabiatıyla manipülasyona dayalı bir “imaj bozma” ameliyesiydi; bunun da temelinde, Batı kolonyalizmine direnecek medeniyet havzalarına “boyun eğdirme” niyeti yatıyordu. Modern Batı felsefesinin üzerine oturduğu “insan-doğa zıtlığı” tezindeki “doğa”nın yerini, bu kez “öteki/İslam” almıştı. Kur’an, farklılıkların varlık sebebinin “tanışma” olduğunu dile getirmekle, böylesi gayr-ı ahlaki bir çıkış noktasını baştan dışlamıştı. Bu nedenle, Müslümanların kurucu öznesi olacakları bir “Batı bilim”, “tanımlamak” değil, “tanımak” üzerine oturmalıydı.

Ancak, oksidentalizmden önce, yapılması gerekli olan şey, Doğu’ya ait din, kültür ve medeniyetlerin tanınmasıydı. Yalnızca İslam’ı değil, Batı’nın tanımladığı Doğu’ya ait diğer dinleri birinci elden tanımamız gerekiyordu.

Tanımamız gereken bu dinlerin başında Yahudiliğin geldiğinde sanırım kimsenin itirazı olmasa gerek.

İşte bu alandaki büyük boşluğu dolduran ansiklopedik bir eserin çıktığı müjdesini, konuyla ilgilenen ilim adamlarıyla paylaşmak istedim bugünkü köşemde. El-Hayat gazetesi, Cumartesi günkü nüshasında, başyazısını bu esere ayırmış. Oradan öğreniyoruz ki “Yahudilik Yahudiler ve Siyonizm

Ansiklopedisi: Yeni Bir Yaklaşım Tarzı” isimli eseri, Aynuşşems Üniversitesi hocalarından Prof. Dr. Abdulvehhab el-Mesiri hazırlamış.

El-Mesiri, 25 yıl önce sırf bu eseri hazırlamak için üniversitedeki görevini dondurmuş ve mesaisinin tamamını bu ansiklopediye ayırmış.

Anlayacağınız, ansiklopedi çeyrek yüzyıllık bir çalışmanın mahsulü. 8 cilt halinde Daruşşuruk tarafından basılan bu eser ilk kez Kahire Uluslararası

Kitap Fuarında görücüye çıkmış durumda.

El-Hayat’ın başyazısını okuduğumda heyecanlanmadım desem yalan olur. Çünkü Yahudileşme Temayülü’nü yazarken bu konuda çektiğim kaynak sıkıntısını ancak ben bilirim. Bazı maddelerde Yudayka (Encyclopaedia Judaica)’dan başka kaynak bulamayarak Başhahamlığa başvurduğumda, onlar da yine Yudayka’ya havale etmişlerdi beni. Yudayka, nispeten iyi yazılmış bir ansiklopedi olmakla birlikte, Yahudilik ve Yahudi tarihiyle ilgili benim merakımı celbeden noktaların ya gözden kaçmış, ya da kaçırılmış olduğunu gördüm. Yudayka, bir bakıma Leiden İslam Ansiklopedisi’ne benziyor. TDV İslam Ansiklopedisi nasıl Leiden İslam ansiklopedisine alternatifse umarım “Mevsuatu’l-Yehud ve’l-Yehudiyye ve’s-Suhyuniyye” de Judaica’ya alternatif olur.

Bu meseleye bunca önem vermemin nedeni, Yahudiliği ve Yahudileri, popüler “lanetli kavim” ucuzculuğuna kaçmadan, daha içerden ve yakından tanımaya olan ihtiyacımızdır. Bu noktada, İSAM’ın, ihtisas alanı olarak Kitab-ı Mukaddes’i seçen kimi doktora öğrencilerini İbranice öğrenmek maksadıyla yurtdışına yollamasını, gelecek için sevindirici bir gelişme olarak anmak durumundayım. Kitab-ı Mukaddes’i Türkçesinden okumak için dahi yaklaşık üç buçuk asır önce yapılmış, Polonya mühtedisi Ali Ufki Bey’in (ö. 1675) tercümesine mahkum oluşumuzdan yola çıkarak, bunların, ilgi duyanlar için ne denli sevinilecek gelişmeler olduğunu çıkarabilirsiniz.

Yeni ansiklopediden ben de bir adet ısmarladım; gelince, okuyucularımı eserin içeriğinden de haberdar etmeye çalışacağım.

( 29 Ocak 1999 )

 

Yorum Yaz