AKP iktidarında Kur’ânî kavramları yasaklamak

Kur’an’a yönelik en ufak saldırı, sarkıntılık, yasak vs. kocaman bir olaydır ve asla üstüne yatılamaz, geçiştirilemez. Dahası, unutulmaz ve unutturulmaz.

Kur ‘ani kavramların, İçişleri Bakanlığı genelgesi ile yasaklanması da öyle. Bunun yenilir yutulur bir tarafı yoktur ve bu işgüzarlığı yapan her kim ya da kimlerse bu yapılanı izah etmek, aylardır bu konuda açıklama ve tashih bekleyen Müslüman kamuoyunun tepkisini dikkat alıp gerekeni yapmak zorundadır.

Konu, müteaddit defalar köşe yazılarında ele alındı. Gazetemizden Resul Tosun köşesinde yazdı. Zaman’dan Ali Bulaç yazdı. Ilıcaklar’ın Tercüman’ında manşet oldu. Fakat yetkili mercilerden bir açıklama gelmedi.

Olayın özeti şu: Ocak ayı başlarında İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınlar. Buna göre okullarda bazı kelimelerin kullanılması yasaklanmaktadır. İlk yasak paketinde 45 kelime yer almaktadır.

Yasak kapsamına giren kelimelere tek tek bakıyorsunuz, bunların hemen hepsi de Kur ‘ani kavramlar. Üstelik bu kavramlar olmadan Kur’an’ın anlaşılması ve anlatılması da mümkün değil. Mesela “mü’min, münafık, kâfir, şirk, cihat, mücahit, Firavun, infak, şehadet, şehit, şeriat, şûra, tağut, tebliğ, tevhit, imam, halife, Hizbullah, hizbüşşeytan, mustaz’af, müstekbir?”

Yasak kelimeler listesi böyle devam edip gidiyor.

Bu genelgeyi hazırlayanın kafa durumunu cidden merak ediyorum. Hepsi bir yana da, ayıptır sorması, “Firavun” kelimesi niye yasak? Adamın aklına tevir türlü şey geliyor da?

Hani âşık atışmalarında “dudakdeğmez” adı verilen bir atışma türü vardır. Bu türde yarışmanın tek şartı, kullanılan kelimelerde “b, m, p” gibi dudakların temasıyla çıkan seslerin bulunmamasıdır. Bu tür harflerin içinde yer aldığı kelimelerden birini kullanan âşık elenir.

Bu ondan da zor bir zanaat. Düşünsenize, “mümin” kavramını kullanmadan İslam hakkında üç beş kelam etmek mümkün mü? Hele Kur’an’dan birkaç ayet okumak, ya da onları açıklamak? Kur’an’da bu kelime kadın-erkek, tekil-çoğuluyla 85 kez kullanılır. Türevleriyle bu kullanım 300’ü aşar. Onun karşıtı “kâfir” de öyle. Bu da 160’a yakın yerde kullanılır. Türevleriyle birlikte sayı 500’e ulaşır.

Ya “şehit” kelimesinin yasaklanmasına ne demeli? Çanakkale Savaşı’nı andığımız şu günlerde bu yasağın “derin” hem de çok derin anlamı üzerinde durmanın tam zamanı. “Ne zaman şehitlikler arasında dolaşsam, şehitlerin konuştuğunu duyuyorum” diyen bir Genelkurmay Başkanı’nın, bu tür yasaklar hakkında ne düşündüğü meraka değer doğrusu.

Org. Özkök, “bu değerleri, genç belleklere onların özümseyebileceği bir şekilde anlatmak ve algılatmakta zorlanıyoruz” diye dert yanıyor. Birileri Sayın Özkök’e bu gidişle ileride çok daha zorlanacaklarını söylemeli.

“Şehit” kelimesi yasak. Peki şehitliği “genç belleklere” nasıl anlatacaksınız? Şehit ve şehadeti kullanmadan Çanakkale’yi nasıl anlatacaksınız? Kurtuluş Savaşı’nı nasıl anlatacaksınız? Bu vatanın neden ve nasıl vatan olduğunu nasıl anlatacaksınız?

Şehit ve şehadet Kur ‘ani bir kavram. Tıpkı mümin, münafık, kafir, şirk, infak vd. gibi. Mümin kavramını kullanmadan imanı anlatamazsınız. Şirk kavramını kullanmadan şirki anlatamazsınız. Kafir kavramını kullanmadan küfrü anlatamazsınız.

Kaldı ki kültürümüz bu kavramlarla örülmüş. Edebiyatımız, şiirimiz, atasözlerimiz ve söz dağarcığımız bu kavramlarla ağzına kadar dolu. Onlar kim oluyorlar da, Türkçe’nin bin yıllık söz dağarcığının en temel unsurlarını bir genelgeyle yasaklama hakkını kendilerinde buluyorlar? Babanızın bahçesinden ot ayıklamıyorsunuz. Dil bu, kamus bu, yani “namus”.

Yasaklanan bu kelimeler bu ülkenin sadece Müslüman’ının değil, gayr-ı müsliminin ve hatta türedi sınıflar olan ataist ve ateistlerinin bile hayatının bir parçası. Resmi belgeler, arşivler, kentler, köyler, sokaklar, yerleşim yerleri bu kelimelerle dolu. “Yüksek Askeri Şûra’nın “Şûra’sını, Sütçü İmam Üniversitesi’nin “imam”ını yasaklayarak nereye varmayı düşünüyorlar? “Tahammül mülkünü yıktın /Hülagu Han mısın kâfir” gibi, dillere destan berceste mısralardaki “kâfir”in yerine ne koymamızı önerirlerdi acaba?

Bir zaman da “terör örgütüyle ilişkili” diye bazı harfleri yasaklamışlardı. Yasakta mantık aranmıyor demek ki? “Yahu, hiç harf yasaklanır mı?” demeyin, oluyor işte. Yasaktan sonra, o yasağı koyan zatın adını nasıl okuyacağımızı, Kürşat Bumin’den öğrenmiştik: “S.ffet .rı…n .edü.”

Yasakçılar, “Devrimci-yol” diye bir terör örgütü var diye, “devrim” kelimesini okullarda yasaklamayı da düşünürler mi?

Biz isim ve kelime yasaklarının ünlü zulüm dönemi “tek parti” zamanında kaldığını sanırdık. Görüyorsunuz, hâlâ devam ediyor. Üstelik “muhafazakâr” Ak Parti iktidarında.

Kur ‘ani kavramlara yasak getirmek bir zuhul eseri değilse, büyük bir gafletin, hatta dalaletin eseri. Bunun, Kur’an’ı yasaklamaktan bir farkı yok. Böyle bir yasağı bu ülkede kimse savunamaz. İktidar, yüzüne sürülen bu çamuru behemehâl temizlemeli ve bu ülkenin Müslüman çoğunluğuna bu uğursuz genelgenin iptal edildiğini ilan etmelidir. Tabiî ki tarihe, “Kur ‘ani kavramları yasaklayan iktidar” olarak geçmek istemiyorsa…

 

Yorum Yaz