Bozguncunun iyi niyetlisi iyi niyetli bozguncudur

Tutun ki, adamın işi gücü fesat çıkarmak. Fakat aynı zamanda iyi niyetli de.

İyi niyeti fesadına engel olmuyor. İyi niyetle başlattığı iş sonuçta etrafına bozgunculuk olarak yansıyor.

“İyi niyetli ya, sen ona bak” diyebilir miyiz?

İyi niyetle kalkılan her iş bozgunculukla sonuçlanıyorsa, iyi niyet sahibini mazur göstermeye yeter mi?

Bu noktada hemen Hz. Peygamberin o meşhur hadisini hatırlıyoruz: “İnneme’l- amâlu binniyyât: Ameller niyetlere göre değerlendirilir.”

İşte burada durmak lazım. Çünkü bu hadisin yanlış anlaşılmasını önlemek için Rasulullah, yine aynı cümle yapısıyla insan eylemlerine bir başka ölçü de getirmişlerdir. Kütüb-i Sitte’de yer alan bu habere göre ameli sadece niyeti değil, aynı zamanda sonucu da belirler.

Hadis şöyle:

“İnneme’l- amâlu bi’l-havâtîm: Ameller sonuçlarına göre değerlendirilir.”

Sanırım doğru bir bakış açısının nasıl olması gerektiği, bu iki ölçü birlikte düşünülerek tespit edilir. Niyeti bozuk bir eylemin sonucunun düzgün olması onu “salih amel” yapmaya yetmez. Bu genellikle ibadetlerde ve Allah adına yapılan işlerde amelin vurulduğu ölçüdür.

Fakat sosyal ilişkilerde ve insanlık adına yapılan işlerde amelin vurulduğu mihenk taşı sonuçlarıdır. Eğer o amel sonuç vermeyen amelse ona “fasit amel” denilir. Eğer sonuç vermemekle kalmıyor, aynı zamanda bozgunculuk çıkarıyor, fesada neden oluyorsa, o amel “fasık amel”dir.

Sanırım bu açıklamaların ardından Bakara suresinin 11 ve 12. ayetlerini daha iyi anlayabiliriz:

“Kendilerine ülkede bozgunculuk çıkarmayın denildiği zaman, “Biz sadece düzeltmeye talibiz” derler. Yoo! Onlar var ya onlar, bozgunculuk yapanların ta kendileridir, fakat bunun farkında bile değiller.”

Özellikle de 12. ayetin sonunda yer alan “ve lakin la-teş’urûn” ibaresini.

Bu ibare yalınkat “Onlar farkında değildirler” anlamına geliyor. Peki, ama neyin farkında değiller?

Yaptıkları işin bozgunculuk olduğunun mu?

Bozgunculuğu, düzeltme perdesi altında yaptıklarının mı?

İyi niyetle yapılan bozgunculuğun yine bozgunculuk olacağının mı?

Düzeltiyoruz diye çıkıp da bozgunculuk yaptıklarının mı?

Bunlar arasında ince ve hassas farklar var. Fakat bu soruya doğru cevap vermek için bu ayetlerin içerisinde yer aldığı 8-20 ayetlerin muhataplarını doğru tespit etmek lazım. Bunlar münafık tabiatlılardır.

Yani içleriyle dışları ayrı olanlar.

Mesela bu pasajın ilk ayetinden (8. ayet), inanmadıkları halde “Allah’a ve ahiret gününe inandık” dediklerini öğreniyoruz… 9. ayetten Allah’ı ve iman edenleri aldatmaya çalıştıklarını öğrenmekteyiz. 10. ayetten kalplerinin hastalıklı olduğunu ve YALAN SÖYLEDİKLERİNİ öğrenmekteyiz. 11 ve 12. ayetlere böyle giriliyor.

Hemen önceki ayet onlar için “yalan söylüyorlar” dediğine göre, onlar “düzeltiyoruz” derken de yalan söylemiş olmuyorlar mı? Yani aslında onlar bozgunculuğu bile isteye yapıyorlar. Fakat ikiyüzlü oldukları için yalan söylüyorlar.

Eğer öyleyse, o zaman 12. ayetin sonundaki “Onlar farkında değildirler” ibaresini nasıl anlayacağız?

Allah-u alem, bu ibarenin doğru açılımı “Onlar (söyledikleri yalanı Allah’ın yüzlerine vuracağının) farkında dahi değiller” olsa gerektir.

Şimdi bu anlamın ışığında sonucu özetleyelim: Allah, “düzeltiyorum, ıslah ediyorum” gerekçesinin ardına gizlenerek bozgunculuk yapanların foyasını meydana çıkarır.

Yorum Yaz