Güvenlik ve özgürlük evi MEKKE

Kur’an’ın Kâbe için kullandığı isimlerden ikisi “Beytu’l-Haram” ve “Beytu’l-Atik”.

Yani, “Güvenlik Evi” ve “Özgürlük Evi”. Güvenlik ve özgürlük, insanoğlunun en temel iki sorunu. İnsanın tüm iç ve dış çatışmaları, neticede bu iki temel soruna irca edilebilir.

İnsanlığın değişmez değerlerini temel eden İslam’ın farklı zaman ve mekânlara hitabı olan kutsal kitapların tümü, insanoğlunun bu iki ezeli sorununun çözümü için adres göstermiş. Güvenlik ve özgürlük evi Kâbe’nin gösterdiği adres de aynı.

Ben, “O” adrese ölümsüz bir mesaj gönderen İbrahim Halilullah’ı söz konusu mesaj için kullandığı özge bir ‘zarf’ın yani Kâbe’nin tam karşısında kaleme alıyorum bu satırları.

Kâbe; yani aşkın merkezi.

Kâbe; tevhid inancının mimariye dönüşmüş biçimi.

Bu yapı, kendisini her görene, insanın Allah karşısındaki acziyetini haykırıyor. İnsanın Allah’ın büyüklüğünü takdir etmedeki acziyetini…

Kâbe, insanoğlunun Allah için yaptığı ve yapacağı her şeyin Allah gerçeği karşısında ne denli sembolik, ne denli değersiz kaldığını temsil ediyor.

İbrahim nasıl teslimiyetin ve aşkın insana dönüşmüş bilimiyse, Kâbe de teslimiyetin ve aşkın mimariye dönüşmüş biçimi. Mekanın üç boyutu artı zamanla birlikte Kâbe, aşkın ve aşkının mimarisi.

İbrahim’in tecessüm etmiş duası Kâbe. Dört bin yıl öteden koy verilmiş sayhanın yedi iklim dört bucaktaki milyonların gönlünde yankılanışı, bunun en güzel belgesi değil mi?

Küfrün, şirkin, modern puta tapıcılığın, kutsal karşıtlığının, dünyevileşmenin cırtlak ve çatlak sesi karşısında ürkenler, korkanlar, pusanlar, susanlar, umut kesip yakasına küsenler! Buraya gelin, İbrahim’in dört bin yıl öteden çağları aşıp yankılanan sayhasına gelin!

Yüreğimizin gözü aydınlansın, içinizdeki kanadı kırık kuş tekrar kanat çırpsın, meleklerin kanat seslerini duysun gönül kulağımız!

Bin yıl, yaşayacak olanın küfür ve ilhad narası değil İman ve hilkat sayhası olduğunu gözlerinizle görün.

O zaman anlayacaksınız Ebrehe’nin çocuklarının İbrahim’in ‘Kâbe’sine hiçbir şey yapamayacağını. O zaman anlayacaksınız ateşin imanı yakmayacağını. Ve o zaman anlayacaksınız hiçbir küfür imparatorluğunun ebedi olmadığını.

İşte o zaman, İbrahim’in en sadık evladı Hz. Muhammed’in, elinden zorla gasp edilen ‘Mekke’sine yaşlı gözlerle bakıp söylediğini söylediğini, siz de gasp edilen ‘Mekke’lerinize dönerek haykıracaksınız:

“Bir gün elbet buluşacağız!”

( 11 Ağustos 2000 )

 

Yorum Yaz