İmamlar ve Sultanlar

İnsanlar “kuru et yiyen bir kadının oğlu” olan bir Peygamber yerine, elmas taçlı, sırma kaftanlı bir “Peygamber” tasavvur ediyorlardı.

Yalnız tasavvur etmekle kalmıyorlar, ömrü boyunca bunlardan nefret eden ve uzak duran Nebi´den geriye kalan hatırayı bu tasavvura uygun aksesuarlarla süslüyorlardı.

Yani insanlar “bir kul gibi yiyip bir kul gibi yaşayan” bir peygambere inanmak yerine, tasavvurlarında Kayser ve Kisra´ya benzettikleri bir peygambere inanmayı yeğliyorlardı.

Özetle insanlar “bir kul gibi yaşamak”tan daha çok “kayser ve kisra gibi yaşamaya” taliptiler.

Kendi hayatlarını Peygamber´e uydurmak istemeyenler, Peygamber´i ve onun tebliğ ettiği dini kendi tasavvurlarındaki hayata uyduruyorlardı. Bu “uydurma” işlemi “Hilafet, İslam Devleti” gibi kavramları da kapsamına alıyordu.

Bu nedenle siyaset sahnesine fırlayan Müslümanlar kendilerine peygamberin “kul” siyasetini değil, insanlara “kullarım” demeye alışmış sulta sahiplerinin “piramitçi” siyasetini örnek alıyorlar, kafalarındaki “devlet” düşüncesini ona göre şekillendiriyorlardı. Bu hiç de içaçıcı olmayan durum, söz konusu alanda kesif bir entelektüel boşluk yaşandığı sonucuna götürdü beni.

Bu boşluk “İslam siyaset teorileri” alanında değil daha çok bütün teorilere temel teşkil eden “tarihi ilk örnekler” alanında yaşanıyordu. Bu eser söz konusu boşluğu yalnız başına doldurma iddiasının değil, nebevi ve sultani siyaset arasındaki temel farklılıkları hicri ilk yüz elli yıllık örneklerinden yola çıkarak ortaya koyma çabasının bir ürünüdür.

Online Sipariş İçin: https://www.kitapburada.com/imamlar-ve-sultanlar-p697636.html

Yorum Yaz