Karışık işler için karışık yazı

Şemdinli olayı ile ilgili yazmak isteyip de bir türlü fırsat bulamadığım bir husus var. Aslında patlamaların kahramanı bay “iyi çocuk”un verdiği ifadede geçen tek bir cümle bu: “..Özcan abdest alacaktı.”

Biliyor olmalısınız, Özcan astsubay, bu davanın en ünlü iki sanığından biri. Abdestli namazlı olduğunu meslektaşının verdiği ifadeden öğreniyoruz. Öğreniyor ve merak ediyoruz: “Astsubay Özcan, ne zaman meslekten ihraç edilecek?” diye. Baksanıza, onun namaz gibi irticai bir faaliyet işleyen bir “mürteci” olduğu ortaya çıktı. Daha erken ama eğer ihraç edilmezse, bu işin içinde bir bit yeniği aramak lazım. Şemdinli patlamaları, malum karanlık ve kirli işlerden…

“İkinci Susurluk” diye de anılıyor. Kirli işlere namazlı niyazlı insanlar neden ve nasıl bulaşırlar? Bu insanların, özellikle seçilerek bu işlere bulaştırıldıklarını düşünmek de mümkün. Bir taşla iki kuş yani. Önce temiz insanları kullanarak temizlik yapmak, sonra da onları temizlemek. Hayli ince bir işçilik yani…

Alakası yok ama bu örnekten yola çıkarak, sözü hükümetin başına örülmeye çalışılan çorabın arkasındaki niyete getirecektim: Yoksa AK Partili hükümet de buna benzer bir planın eseri mi? Yani, önce kirletilecek. Ülke iyice kirlenip pislenince, bu pislikler dindar insanlara temizletilecek. Sonra pisliğin kendisine temizletildiği dindar kadrolar da temizlenecek.

Aslında “Sağ iktidarlar 3 yıldan sonra çuvallıyorlar” incisinin gerçek anlamı bu değil mi? Önce ülkeyi bataklığa çevireceksiniz. Ahlaksızlık diz boyu olacak. Milletin malını deniz olarak görenler o denize dalıp denizi tüketecekler. Ekonomi bitecek. Hırsızlık ayyuka çıkacak. Devlet iflas noktasına gelecek. Ondan sonra “Demokrasi” aşkınız depreşip seçime izin vereceksiniz. Aslında seçim, halka, dindar ve dürüst “temizlikçi” seçtirmek anlamına gelecek. Halkın seçtiği dindar insanlara mezbele haline gelmiş ülkeyi temizleteceksiniz.

Onlar başkalarının pisliğini temizlerken kendileri kirlenecek. Elleri ayaklarına pislik bulaşacak. Birileri uyanık ya; onların kendi pisliklerini temizlediğini görmezden gelecekler. Üstlerine başlarına bulaşan pislikleri göstererek, onları suçlama uyanıklığını gösterecekler. Ne de olsa memleket gemisi yoluna girmiş, boşalan deniz yeniden dolmuş, iflas eden hazine yeniden ihya olmuş, yerlerde sürünen uluslararası itibar yükselmiştir. Devlet konkordato ilan etme noktasından, yıllık büyümede dünya sıralamasının en üst noktasına çıkmıştır.

Bu kez de çıkıp “Sağ iktidarlar üç yıldan sonra çuvallıyor” diyeceksiniz. Bunun açığı şu değil mi: “Biz kirlettik, siz üç yılda temizlediniz. Sizin iktidara gelmenize bunun için izin vermiştik. İşiniz bitti, haydi yallah! Biz yeniden kirletinceye ve milletin kesesini boşaltıncaya kadar ayakaltında dolaşmayın! Lazım olduğunuzda yeniden çağırırız.”

Siz, “mayın eşeği” nedir bilir misiniz?

Mayın eşeği, kaçakçıların, kaçağa çıkmak için yol açma amacıyla mayınlı araziye sürdükleri eşeklere verilen isimdir. Eşekler mayına basıp telef olurlar. Bu arada yol açılmış olur. Beyler de böylece gemilerini karada yüzdürmüş olurlar.

Kuzey Iraklı Kürtler, İslâm alfabesinden Latin alfabesine geçmek için düdük çalalı epey olmuş da, bizim bundan haberimiz yokmuş meğerse.

Biz bu filmi daha önce de görmüştük, hatırlayanınız var mı? Demek ki, işgallerin gerçek amacı bu: Müslüman coğrafyayı kendi değerlerinden koparıp, ait olmadıkları bir dünyaya yamamak…

Bu sonuca sadece yaşadığımız coğrafyadaki acı tecrübeden yola çıkarak varmadım. Kapı gibi bir delilim daha var: Kürtlere Latin alfabesi eğitimini, misyonerler veriyormuş meğerse. Bu eğitimi veren misyonerlerin başı da bir demeç vermiş. Bu demecin altında yatan baklayı çıkarsa adam, adeta “`Irak’ı, İslâm kültüründen koparıp Batı kültürüne yamamak için işgal ettik” diyecek.

Ahmet Altan’ın ceza aldığı ama ertelendiği için yatmadığı şu sonu “? kürt” ile biten yazısı vardı ya! Ben hatırlayamadım, onun tam başlığını hatırlayan var mı?

AP üyesi Lagendijk hakkında, yeni TCK yürürlüğe girerken bangır bangır bağırarak kamuoyunu uyardığımız maddelerden biri olan 301’den soruşturma açılmış. Adam, bu ülkede hiç kimsenin cesaret edemeyeceği bir tespit yaptı. Gerçekte, o tespitleri kendi başına kaldığında herkes yapıyor. Herkes daha ilerisini de söylüyor. Fakat bunu açıktan söyleyemiyor. Anlarsınız ya, yıkılası hanede evladu ıyal var.

Lagendijk söyledi. Söylediği sözler unutturuldu, ama ağzının payını vermek unutulmadı. Bakalım, konuşan Avrupalıları susturmak, konuşan Türkleri susturmak kadar kolay olacak mı?

Yorum Yaz