”Kendilerinden oluncaya kadar…”

“Sorumlu muhalefet” sözü verenlere hiç inanmadım. Çünkü bunu söyleyen zihniyet bu ülkede hiç sorumlu davranmadı.

 

En ufak fırsatını bulduklarında maskelerini sıyırıp AK Parti’nin üzerine var güçleriyle çullanacaklar. Bunu adım gibi biliyorum.

Onların medyadaki yandaşları da öyle. Onlar şimdilerde pusuya yatmış durumdalar. Eğer dün sövdüklerini bugün övenlere rastlıyorsanız, hidayete erdiklerini, ıslah-ı nefis ettiklerini sanmayın sakın. Onlar kendi saadetlerini bu milletin felaketi üzerine kuran mutlu ve putlu azınlık. Şimdilik kaz beklentileri var. Onun için tavuk vermekte bir beis görmüyor.

AK Parti’nin kendi kimliğinden hafif utanan tavrı hoşlarına gitmiyor değil. Bu tavırdan yola çıkarak AK Parti’yi kendi kimliğine ve ruh nesebine yabancılaştırmaya çalışacaklar. Suret-i haktan görünerek ona kendi biçtikleri elbiseyi giydirmeye çalışacaklar.

Bunda ne kadar başarılı olabilirler?

Bu tümüyle AK Parti kurmaylarının ferasetine kalmış bir şey. Eğer kendilerine atılan bu tür kişiliksizleştirme zokasını yutarlarsa ipin ucunu elinde bulunduran malum eller oltanın makarasını sarmaya başlayacaklardır.

Zokayı yutan balık isterse gelmesin. Tıpış tıpış gelecektir. Değil mi ki bir kez yuttu zokayı? Asıl olan atılacak her tür zarfa, zokaya ve yeme karşı uyanık ve tetikte bulunmak. Hatta muhtemel kimi tuzaklara karşı upuzak gibi görünen delikleri dahi tıkamak.

Mesela şu sekreterler meselesi. Yeni Meclis’ten bir isme sordum “Sekreterler konusunda bir kriter var mı? Varsa uyuluyor mu?” diye.

Doğrusu bu konudaki kaygımı onun da paylaştığına şahit oldum.

Kimin nesi-kimin fesi olduğu belli olmayan (belki de çok belli olan) sarışın afetlerden uyarılara rağmen sekreter tutan AK Parti’li vekillerin başına yarın hiç umulmadık çoraplar örülürse hiç şaşmam. Harim-i ismetine namahrem sokanlar, yılanla çuvala girmeyi baştan kabullenmiş olurlar.

Bu sadece bir örnek… Uyanık olmakta fayda var. Siz uyuyabilirsiniz, fakat uyumayan birileri hep olacak. 28 Şubat sürecinde “travestiler kraliçesi” unvanlı “Sisi”lerin Jitem’le el ele vererek bu ülkenin inançlı insanları için ne tuzaklar hazırladıklarını da mı okumadınız?

“Ya imaj” dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Kendinize bir vizyon oluşturacaksanız, bu vizyon misyonunuzla uyumlu olmalıdır. Tabii ki misyonunuz varsa. Misyonunuz yoksa bir sözümüz de yok. Misyonsuz politikayı ya soyguncular, ya ganimet kovalayan sinekler yapar. Misyonunuz var da vizyonunuz misyonunuza uymuyorsa ne olur? Ne olacak, yavaş yavaş vizyonunuza uygun bir misyon edinmeye başlarsınız. Yani siz, siz olmaktan çıkar, başkalaşırsınız.

Bu takdirde ağzınızla kuş tutsanız nafile. Çünkü yapanın kimliği yoksa kimse “kim yaptı” diye sormaya tenezzül etmez. “Kim yaptı” sorusu, bir kimliğin olduğu durumlarda anlam kazanır.

“AK Parti kimliğini önemsemiyor” demiyorum. Fakat sanki kimliğinden az biraz mahcup olur gibi bir görüntü veriyor. Israrlı bir biçimde “biz şu değiliz, biz bu değiliz” söylemleri, bir yerlerde hep böyle algılanıyor. Bu kadar ısrara ne gerek var. Biz sizin Allah’a teslim olmuş birer Müslüman, O’na inanıp güvenmiş birer mü’min olduğunuzu biliyoruz.

Kim ne derse desin, bir mü’minin yaptığı işe imanı siner. İman kuş değil ki kafese koyasın. Dile dudağa, ele ayağa, göze kulağa yürür.

Derde derman, yüreğe ferman olur.

Onları mı? “Onlar” diyor Kur’an “Sen kendilerinden oluncaya kadar senden razı olacak değiller.” (2, 120) Ya şu ayet: “Sizi razı etmek için yemin billah edecekler. Fakat siz onlardan razı olsanız bile, Allah yoldan çıkmışlardan razı olmayacaktır.” (9, 96)

Yetmez mi?

Yorum Yaz