Kur’an kitaplığına yeni katkılar

İlahi vahyin zirvesi olan Kur’an vahyi, indiği günden bu güne üzerinde en çok çalışma yapılan hitab/metin olma vasfını koruyor.

 

Bu muazzam Kur’an müktesebatı karşısında insan bazen tadat ve tasnifte dahi acze düşüyor. Bu yüzden kütüphane envanterlerinde kayıtlı Kur’an çalışmalarının ve eser kataloglarının ayrı bir yeri var.

İşte bu türden bir çalışmayı duyurmak istiyorum: Süleymaniye Kütüphanesi’nde Bulunan Yazma Tefsirler (Süleymaniye Vakfı Yayınları). Eser Süleyman Mollaibrahimoğlu’na ait. Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlı yaklaşık 80 bin eserin içerisinde yer alan tefsirleri metotları, kaynakları ve varsa hakkında yapılan çalışmalarla birlikte tanıtan bir eser. Basımının üzerinden iki yıl geçmiş olsa da, mastır ve doktora öğrencilerinin tezleriyle ilgili sorularından çıkardığım sonuç, bu eserin pek bilinmiyor oluşu.

İlmi araştırma yapanlar bilirler; Süleymaniye gibi İslam medeniyet mirasını bağrında barındıran büyük kütüphanelerde yapılacak bir çalışmayı en çok kolaylaştıracak olan yazma eserler üzerine yapılmış monografik çalışmalardır. Yıllar önce Leiden, Kongre (ABD) gibi dev kütüphanelerin her aradığınızı kolayca bulduğunuz düzenli kataloglarını gördüğümde bizde bu konuda çok geç kalındığına hayli hayıflanmışımdır. Son ziyaretlerimden birinde Süleymaniye Kütüphanesi’nin tam bir envanterini elde etme çalışmalarının henüz tamamlanmadığına şahit olmuştum. Dahası, binlerce yazma nüshanın her tür güvenlik tedbirinden yoksun olarak derme çatma barakalara istif edildiğine de?

Süleymaniye’nin bir benzeri olan Kahire’deki Daru’l-Kütübi’l-Mısri’nin matbu katalogları sayesinde yerimizden kalkmadan aradığımız eser hakkında kolayca bilgi edinebiliyorduk. Şimdi dünyadaki birçok ünlü kütüphanenin envanterine internetten de ulaşılabiliyor. Bu büyük bir nimet. Fakat bizim kitap hazinelerimiz için o günler daha çok uzaklarda gibi görünüyor.

İşbu ahvalde monografik çalışmalar daha bir değer kazanıyor. Mollaibrahimoğlu’nun monografisinde yüze yakın tefsirin kimlik bilgileri yer alıyor. Özellikle Osmanlı ulemasının İslam tefsir müktesebatına yaptığı katkıları ismen de olsa bir arada görmek açısından eser önemli bir boşluğu dolduruyor.

Bu yakınlarda yayınlanan Kur’an kitaplığına ait bir başka eser de Faruk Gürbüz’ün Tercüme Problemleri ve Mealler isimli tuğla hacmindeki çalışması (İnsan Yayınları). Eser adından da anlaşıldığı gibi Türkçe Kur’an mealleri üzerine kaleme alınmış.

Bu tür eleştirel eserlerin meallerin dünyasına yaptığı katkı küçümsenemez. Meallerin çeşitlenmesiyle meal eleştirisinin de ayrı bir çalışma alanı, hatta sektör haline geldiği bir gerçek. Ne ki bu alanda yapılan eleştirel çalışmaların çoğu en az eleştirilen tercümeler kadar problemli. Üstelik eleştiriler sadece tek tek örnekler bazında yapılıyor, esasa ve usule ilişkin tutarlı ve dişe dokunur bir şeyler söylemiyor.

Gürbüz’ün eseri bu konuda en azından bir şeyler söyleme teşebbüsünde bulunmuş. Fakat yer yer lüzumundan fazla ayrıntı ve uzatmalar hem kitabın hacmini şişirmiş, hem de okumayı zorlaştırmakta. Yine de ilgilisinin göz atmasında yarar bulunan eserlerden biri.

Kur’an kitaplığına yapılan yeni katkılardan biri de Mustafa Öztürk’e ait “Kur’an’ın Mutezili Yorumu” adlı çalışma. Ankara Okulu tarafından yayımlanan kitaba konulan isim biraz manipülatif gibi. Zira kitap sadece İslam tefsir tarihinin en ilgi çekici ve özgün isimlerinden biri olan Ebu Müslim Isfahani’nin çoğu tefsir geleneğine aykırı ama kendi içinde tutarlı yorumları ekseninde kaleme alınmış. Bilindiği gibi Ebu Müslim’in tefsiri ne yazık ki bize kadar müstakil bir eser olarak ulaşmamış, onun tefsirinden bir kısmı Razi’nin Mefâtîhu’l-Ğayb isimli tefsirinin içerisinde alıntılanmış olarak bize kadar ulaşabilmiştir. Bu konuda İran’da yapılmış çaplı doktora tezleri var. Keşke müellif onları da görmüş olsaydı. Bir keşke de kitabın adı için. “Mutezile” ismi Sünni dünyada antipatik ve önyargıyla karşılanan bir isim. Dahası bu gibi isimlendirmeler bugünün dünyasında aktif ve aktüel bir işlev de taşımamaktadır. Sadece sabıkalı muamelesi görerek önyargıları harekete geçirmektedir. Kaldı ki, dünün “akli yöneliş”ini temsil eden Mutezili bakış açısı günümüz Müslümanlarının hakim ve yaygın aklı olmaya doğru gitmektedir. En keskin Mutezile karşıtlarının dahi akıl ve muhakemeyi kullanırken “Mutezili” diyebileceğimiz bir tarz sergilediği ortada.

Kur’an kitaplığına katkı olarak anacağım son eser Ömer Özsoy’un Kur’an ve Tarihsellik Yazıları. Yazarın değişik zeminlerde sunulmuş-yayınlanmış tebliğlerinden oluşan eserini Kitabiyat yayınlamış. Tarihsellik tartışmalarına ilgi duyanların okuması gereken bir eser. Çalışma “tarihsellik” ile “tarihselcilik” arasındaki ayrımı veren ve bu tartışmada gözden kaçırılan nirengi noktaların altını kalınca çizen bir eser. Takdir edersiniz ki birincisi bir vakıa, ikincisi ise bir tarafgirliktir.

“Tatil yok, tebdil var!” derken kastımız buydu: Bol kitaplı bir yaz dileğiyle.

 

Yorum Yaz