Kur’an kitaplığınız için yeni kitaplar

Guantanamo’daki sorgucuların Kur’an’ı parçalayarak tuvaletlere attığı haberi, bazı bölgelerde Müslümanları galeyana getirdi.

Bu örnek ilk değil. ABD’nin açtığı çirkin savaşta anlaşılan son da olmayacak.

İnsanları terbiyeli-terbiyesiz diye ayırdığımız gibi sanırım medeniyetleri de terbiyeli-terbiyesiz diye ayırabiliriz. İslam medeniyetimizin tarihinde defalarca Hıristiyanlarla karşı karşıya geldik. Bu türden nakledilen bir tek örnek hatırlamıyorum. Bunun böyle olması tesadüf değil elbet. Çünkü Müslüman Tevrat ve İncil’e, tahrif edilmiş de olsa, hakaret edemez.

Gerçi çok nadir olarak bazı mutaassıp bilginler bu konuda hiç de yakışık almayan fetvalar verebilmişler. Ama onların karşısına, Kur’an’daki geçmiş vahiylerle ilgili ayetlerden yola çıkarak ‘Kur’an’la uyumlu Tevrat ayetleriyle’ namaz kılınacağını dahi söyleyen alimler de çıkmış. Allah Rasulü bir soru üzerine, Kitap Ehli’nin nakillerinin, düşünülmeden ne tasdik edilmesini ne de reddedilmesini hoş görmüştür. Gerekçe şudur: “Reddettiğiniz Allah’ın indirdiği olabilir, tasdik ettiğiniz de elleriyle yazdıkları olabilir.” Kur’an, Allah’a küfredilme riskini barındırdığı için, putçuların putlarına hakareti bile yasaklamıştır.

İnandığı değerlere yapılan saldırı ve hakaret, samimi bir Müslüman’ı, kendi şahsına yapılan saldırı ve hakaretten daha çok yaralar. Böyle bir saldırı ve hakareti ise, ancak terbiyesiz bir medeniyetin mensupları yapabilir.

Peki, buna karşı biz Müslümanların yapması gereken hamaset midir? Elbette hayır. Kur’an’a saygı duymanın gerçek ifadesi onu anlamak, yaşamak ve yaşatmak yolunda göstereceğimiz ceht ve gayrettir.

İşte Kur’an hakkındaki eserler bize bu hedefe nasıl ulaşacağımızın yolunu gösterirler. Bugün size son dönemde yayımlanan Kur’an çalışmalarından seçtiğim bir buket sunacağım.

İlk kitabımız hicri 12. yüzyıl sûfî şeyhlerinden Osmanlı müellifi İsmail Hakkı Bursevi (öl. 1138/1725) hazretlerinin ünlü tefsiri Ruhu’l-Beyan. Aslı Arapça olan tefsir, hem İstanbul’da hem Kahire’de birçok defalar basıldı. Benim elimdeki de, Osmanlı baskısı bir nüsha. Şimdi tefsir okuyucusuna tavsiye edebileceğimiz güzel bir çeviri çıkmış ortaya. İlk cildi şöyle bir ‘tavaf’ ettiğimde, belirgin bir noksan göremedim. Emeği geçenleri kutlarım.

Tefsir ilmi öteden beri üç kategoride mütalaa edilir: Rivayet, dirayet ve işaret tefsirleri. Bu tefsir, daha çok irfani/tasavvufi yaklaşımı öne çıkaran üçüncüsüne girer. Hep çevrilmesini arzu ettiğim ve dahi çok yararlandığım Kuşeyri’nin Letaifu’l-İşârât’ı, bu alanın en iyi örneklerinden biri. Ruhu’l-Beyan onun yerini tutmazsa da, büyük bir boşluğu doldurduğu da bir gerçek. Aynı zamanda Osmanlı ilim mirasımızın bize kazandırdığı bir eser olması açısından da önemli. Tefsir müellifi, yetiştiği muhitin bir ürünü olarak, Şer’î ilimleri de kucaklayan mutedil bir çizgide kaleme almış eserini. Bu alandaki bazı tefsirlerle kıyaslandığında, hayli ‘mutedil’ kaldığı aşikâr. (Erkam Yay. 0212 671 07 00).

Gönül Ruhu’l-Beyan müellifinin, biz okurlarına, ‘selef irfanı’nın temsilcileri olan Hasen Basri, İbrahim b. Edhem, Davud Tâî, Haris Muhasibi ve Cüneyd Bağdadi çizgisinin “fena”ya değil “bilinç”e, “sükut”a değil “kelam/söz”e, “sükunet”e değil “hareket”e dayalı çizgisinin Kur’an yorumlarından da bir şeyler taşısın isterdi.

Ama size müjdeleyeceğim eserler arasında, bu açığı kapatacak bir kitap da var: Muhasibi’nin el-Akl ve Fehmu’l-Kur’an adlı muhallet eseri. Bu eserin ardına çok düştüğüm için, Türkçe’ye çevrilmesine en çok sevinenlerden biri de bendenizim. Çevirmen işinin hakkını vermiş. Notlar kitabı zenginleştirmiş.

Haris, eli öpülesi ârif. O, kelimenin tam anlamıyla bir Kur’an âşığı. Tabiî ki, Kur’an’a aşkı duygusal değil, tamamen bilinçli. Çünkü İslam irfanının köşe taşlarından biri olarak irfan bilgi sistemine üzerinde yükseleceği sahih temeli gösteren adam o. “Akıl Kur’an’dır” cümlesini kurabilen biri Haris Muhasibi. Yine o diyor ki: “Vahyi Allah insanlar için imam olarak seçmiş ve insanlar arasında onun verdiği hükme razı olmuştur.” Şu da ona ait: “Allah, bilinçli ve düşünerek yapmadığı sürece kulunun namazını, orucunu, haccını. Ve iyilik türünden yaptığı hiçbir şeyi kabul etmez.” Ona göre Kur’an’ı anlamak, onu ahlak ve davranışlarına taşımaktır. (İşaret, 0212 5191728)

Arapçayı metinlerden öğrenmek isteyen ilim taliplileri, hem dillerini ilerletip hem de İslami ilimlere giriş kabilinden bilgi sahibi olabilirler. Müellifi göndermese habersiz kalacağımız Mecmuatu’l-‘Ulum böyle bir eser. Kolay bir Arapça ile kaleme alınmış bu eser, muhtasar bir İslami İlimler Ansiklopedisi. Molla Musa Celali kaleme almış. (0472 3124035)

Kitaplar bitmedi, yerim bitti. Ama seçtiğim eserleri tanıtmak için bir yazı daha yazmam gerek. Gelecek sefere inşallah. Tüm kitaplar, bir “Kitab”ın anlaşılması için yazılır ve okunur.

ÖNEMLİ NOT: 15 Mayıs Pazar günü saat 11.00’de Ankara Sıhhiye Meydanı’nda “beyaz eylem” var. Haksızlık karşısında susmak, sadece İslami kimliğinize değil, insani kimliğinize yönelik bir saldırıya duyarsız kalmaktır. Duyarlı tüm okurlarımı, Kur’an’ın bir talimatına malum azınlık tarafından getirilen çirkin yasağa “hayır” demek için, eyleme katılmaya davet ediyorum. Guantanamo’da yapıldığı türden, Müslümana eziyet olsun diye tuvalete Kur’an parçası atmakla, Kur’an’ın bir emrine uydular diye insanları okullarından ve işlerinden atmak, özünde aynı yaklaşımın eseridir. İkisine de veyl olsun!

 

Yorum Yaz