Küresel din anketi (1)

Dergilerin elektronik ortamla tanışması yeni değil. Fakat özellikle bizde, ihtisas gerektiren alanlarda, elektronik dergi yayıncılığı çok çok yeni.

Benim gibi gençliğinde dergiciliğe ucundan kıyısından bulaşmış orya yaş kuşağındaki kimseler, bu durumu görüp iç geçirirlerse onları anlarım.

Milel ve Nihal, www.dinlertarihi.com’un yayın kurulunun yarıyıllık olarak yayınladığı elektronik bir dergi.

Adresini verdiğim siteyi oluşturan akademisyenler kendi alanlarının iyileri. Dinler Tarihi alanında geldiğimiz yüz ağartıcı noktanın somut göstergesidir onlar. Bana asıl ürünlerini bundan sonra devşireceğiz gibi geliyor. Allah yollarını açık etsin.

Elektronik dergiye isim olarak seçilen “Milel ve Nihal”, bu başlık altında medeniyetimizin ürettiği koca bir edebiyatın da adı. Şehristani’nin el-Milel ve’n-Nihal’inden, Endülüslü allame İbn Hazm’ın el-Fasl fi’l-Milel ve Ehvai ve’n-Nihal’inden bu alana ilgi duyan hangi ilim adamı müstağni kalabilir?

Milel ve Nihal’in ilk sayısının kapağını elektronik posta kutumda görünce, hemen bunları hatırladım. Derginin ilk sayısında, alanının uzmanı isimlerin birkaç dolgun makalesi yer alıyor. Dinler tarihiyle ilgilenenlerin mutlaka okumaları gerek.

Fakat dikkatimi en çok, derginin sayfaları arasında tercüme edilerek yayımlanan Küresel Din Anketi çekti. Bu anketin değil tamamını, mükellef bir özetini yayınlamak için bile bu köşe kafi gelmez. Yayınlandığı kadarıyla anketi okumak isteyenleri ilgili elektronik dergiye havale edip, ben burada bazı ilgi çekici soru ve cevapları vermekle yetineceğim.

Anket, Amerika’daki Rochester Üniversitesi ve Zogby isimli uluslararası bir kurumun ortak çalışmasıymış. Ekleriyle beraber 108 sayfa olarak Ekim 2003’de kamuoyuna sunulmuş. Anketin gerekçesi, televizyon, Internet gibi teknolojik araçlar vasıtasıyla insanların, birçok din ile karşı karşıya geldiği ve bunların hangi noktalarda birbirine yakın, hangi noktalarda da birbirinden ayrıldığı ile ilgili tam olarak bir bilginin olmaması şeklinde açıklanıyor. Bu çalışmanın, dinlerle ilgili bu tür bir araştırmanın olmadığının görülmesi üzerine, bu boşluğu doldurmak amacıyla yapılmış bir gayretin sonucu olduğu belirtilmekte.

Anket, Hindistan (Hindu ve Müslüman), Peru (Katolik), Rusya (Ortodoks), Suudi Arabistan (Müslüman) ve Güney Kore’deki (Budist ve Hıristiyan) 600’er kişiye, İsrail (Yahudi, Müslüman, Dürzi)’de 593 kişiye ve Amerika’daki (Katolik, Genel Protestanlar ve Evanjelik kilisesi) 795 deneğe uygulanmış.

Bazı cevaplar bize çok ilginç geldi. Anket din konusunda olmakla birlikte siyasilerin de dikkatini çekmiş olmalı ki, Rusya’da anketi cevaplayan bazı deneklerin tutuklandığı notu yer alıyor.

Bize ilginç gelen cevaplardan bazılarını sorularıyla birlikte alıntılayalım. Değerlendirme hakkımızı gerektikçe kullanırız:

Yedi ülkeden seçilmiş olan deneklere, toplu ibadet, kişisel veya ailevi hastalık, evlilikle veya aile ile ilgili problemler, iş ve ekonomik durumla ilgili sorunlar, ulusal ve uluslararası krizler, evlilik veya çocuk sahibi olmak gibi mutlu olaylar, kişisel bir başarı, keder veya acı gibi durumların hangisinde, dini duyguyu daha çok hissettikleri sorulur?

Hindistanlıların % 49’u, toplu ibadet esnasında diyerek, toplu ibadet ile ilgili kategoride, diğer ülkelerin önünde yer alırken; Rusya bu kategoride, en düşük orana (% 3) sahiptir. İş ve ekonomik durumla ilgili kategoride, Amerika (% 1) ve İsrail (% 2), en düşük oranı oluşturur. Hindistanlı Müslüman (% 47) ve Budistler (% 50), toplu ibadette daha çok dinî duyguyu hissettiklerini belirtirken; İsrailli Müslümanların % 34’ü, Yahudilerin de % 17’si toplu ibadeti önemli görmektedirler. Rusların % 32’si bireysel veya ailevi hastalığı, % 15’i acı ve keder anlarını, % 14’ü ise iş ve ekonomik durumu öne çıkartırlar.

“Benim dinim, Tanrı’ya götüren tek doğru yoldur”; “benim inancıma benzer inanç öğretilerini paylaşan diğer dinler de Tanrı’ya götürebilir” ve “benim dinim, Tanrıya ve kurtuluşa götüren yollardan biri olup hemen hemen tüm dinler, Tanrıya ve kurtuluşa götürür” şeklinde üç şıktan birini seçmeleri belirtilen deneklerden…”

Suudi Arabistanlıların % 80’i, Güney Korelilerin de % 48’i, kendi dinlerinin Tanrıya götüren tek yol olduğunu belirtirken; Amerikalıların % 51’i, Rusların % 41 ve Hindistanlıların % 33’ü bağlı oldukları dinin, Tanrıya götüren yollardan biri olduğunu söyler. Buna ek olarak Amerikalı Protestanların % 61’i, Katoliklerin % 63’ü; İsrail’deki Müslümanların da % 55’i, bağlı oldukları dinin, Tanrıya götüren yollardan biri olduğunu söyler. İsrail’deki Yahudilerin % 27’si, Güney Kore’deki Budistlerin de % 29’u, bu soruya ’emin değiliz’ diye cevap verir.

 

Yorum Yaz