Sol: Kırmızıya boyanmış Kemalist hakisi

Bizde sol yoktur. Bireysel örnekler dışında hiçbir zaman da adına sol denilmeyi hak edecek örgütlü bir yapı olmamıştır.

Sol diye yutturulan şey kırmızıya boyanmış bir “Kemalist hakisi”dir. Bizde solun postalı ayağında, kepi başında değildir. Yüreğindedir.

Dünya solunun evrensel ilkeleri altta kalanları üste çıkanlara ve kitleleri devlete karşı savunmaktır. Bizdeki ise tam tersi… Altta kalanların tepesinde ne kadar tepinen adam var çevirip sorun isterseniz. Kendisini “solda” olarak niteleyecektir. Otoriter devleti ve devlet ideolojisini kitlelere karşı savunanların ideolojik olarak kendilerini solda tanımlamaları bilinen bir şey…

Eğer evrensel solun ilkelerini benimsemiş bir sol olsaydı bu ülkede, başörtüsüne karşı uygulanan vandalizmi ilk reddeden onlar olurdu. Evet, ben öyle inanıyorum: Başörtülünün hakkını “azgın azınlığa” karşı savunamadığı sürece bu ülkede gerçek bir soldan hiçbir zaman söz edilemeyecektir.

Solculuk kala kala “İslam” deyince palamut yemiş gibi yüzlerini ekşiten halkına “Fransız” şu azgın azınlığa kaldıysa, cenaze namazını şimdiden kılabilirsiniz. Zira bu filim daha önce başka yerlerde oynanmış ve sonucu görülmüştü.

Mesela Cezayir’de.

Cezayir Kurtuluş Savaşı, Anadolu Kurtuluş Savaşı’na çok benzer. MLNF’nin öncü kadrosu, savaşıp ölen yerlilerin aksine “yersizlerden” oluşuyordu. Batı’dan ithal solculuk modaydı. Tabi bu Batı’da kariyer yapan Doğulular için düşülen “Doğu için idare eder” cinsinden bir solculuktu. Ama tutmadı ve kurtuluş liderlerinden Ahmed b. Bella’nın kişisel serüveninde görüldüğü gibi İslam limanı tek sığınak oldu.

Yüzyılın akil tanıklarından Garaudy’nin şahitliğine başvuralım:

Yıl 1969. Yer Cezayir. Cezayir Devrimi’nde İslam’ın Rolü konulu Cezayirli üniversite öğrencilerinin düzenlediği bir konferans yapılmakta… Garaudy ve Bin Bella el ele salona girerler. Garaudy her düşünceden genç insanın tıklım tıklım doldurduğu salonda bir konuşma yapar:

“Sosyalizm ‘tepeden’ kurulamaz. Sosyalizm kendi kendini yönetme anlamına gelir. Kendi kendini yönetme ancak anlayışların köklü bir değişimiyle, bir kültür devrimiyle mümkün olur. Maneviyat ve inanç boyutu vazgeçilmezdir!”

Sanrılı gözlerle zayıf bir genç tribüne doğru zor bela kendine bir yol açarak yaklaşır. Konuşmak için kolunu kaldırdığında salondaki gürültü aniden kesilir. Hitap doğrudan Garaudy’yedir:

“- Anlamıyorum. Sen komünistsin ve bize dini öğütlemeye geliyorsun. Ben ise sosyalizmi istiyorum. Ancak İslam’ın bulunduğu yerde sosyalizm hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Afyondur o!”

Kargaşa zincirinden boşanıyor. Alkışlayanların taşkınlığı, ıslık çalanların kızgınlığı… Salonun dibinde yanardağ patlaması şeklinde, kenetlenmiş bir grup hep bir ağızdan haykırıyor: Allah’u Ekber!

Sesimi duyurmak için dudaklarımı mikrofona dayar dayamaz ona bağırıyorum:

“Ben Müslüman değilim! (Birkaç alkış ama yaygın ve kesif bir uğultu) Ben Müslüman değilim ama sana şunu söylüyorum: Yüzde seksen beş Müslümanların yaşadığı bir ülkede İslam’sız bir sosyalizm kurma iddiasıyla ortaya çıkarsan hemen hiçbir zaman sosyalizmi gerçekleştiremeyeceğini söylüyorum sana.”

Garaudy’nin 35 yıl önceki bu çığlığının bizdeki “sol” tacirlerinin kulağına gireceğini hiç sanmıyorum. Zaman Garaudy’yi doğruladı. Dediği çıktı. Fakat o doğrunun yarısını söylemişti. Diğer yarısı da şuydu: İslam şerik kabul etmez. Garaudy gerçeğin bu yarısını fark ettiği gün kendini sosyalist ve sol olarak tanımlamayı bırakıp “Müslüman” olarak tanımlamakla iktifa edecektir.

Bu örneği Garaudy’nin yeni Türkçe’ye çevrilen “Hatıralar”ından naklettim (Hece Yay.)

Garaudy sadece “Türkiye’de neden sol yok?” sorusunu cevaplamıyor. Cevap verdiği birçok sorudan biri de şu: Hıristiyan misyonerler dinini bilen hiçbir Müslümanı neden İslam’dan döndüremezler? (İddiam şu: Misyonerlerin davetine koşanlar seküler eğitimin İslam’dan uzaklaştırdığı cahillerdir)

Garaudy’nin tanıklığına başvuralım: Cezayir Dominiken Kilisesi’nin Başkardinali Duval’in tarihi itirafı: “Yüz otuz yıllık Fransız varlığı tecrübesi gösterdi ki dikkate değer 100 tane din değiştirme gerçekleştiremedik. 35 yıldan beri burada bulunan papazlardan biri güneyde bir köyde bir tek Hıristiyan kazanabildi.”

Garaudy’den öğreneceğimiz çok şey var.

 

Yorum Yaz