ARILAR ve SİNEKLER

ARILAR ve SINEKLER..
Arilar bilindigi gibi zarkanatlilar takimina girer, sineklerse kisaduyargali iki kanatlilar takimina. Canim ikisi de bocek, ikisi de birbirine benziyor, ikisinin de iki kanadi alti ayagi var, ikisi de ucuyor, mamafih ne fark var, demeyin sakin. Cok fark var efendim, cook!Bir kere arilar uretirler. Urettiklerinden hem kendileri yararlanir hem baskalari. Omurlerini, birseyler ortaya koymak icin gecirirler. Elin (otekinin) emegiyle degil elin emegiyle gecinirler. Gorme duyulari cok gelismistir. Bu duygularini cirkine, pise ve pislige konmak icin degil guzeli, cicegi, tomurcugu gorup ona konmak icin kullanirlar. Cicegi severler, lakin bu sevgi tuketici degil uretici sevgidir. Onun icin de sevdikleri cicegi bala donustururler.
Sineklere gelince: Onlar yalnizca tuketicidirler. Baskalarinin yaptigina konmak icin yasarlar. Onun icin de koku alma duyulari cok gelismistir. Ancak bu duyularini uretmek icin degil tuketmek icin kullanirlar. Sineklerin koku alma duyusunun gelismis olmasi kotu kokuyla iyi kokuyu ayirt etmeleri anlamina gelmez. Onun icin bala da konarlar pislige de. Helal haram demezler, kokmus ve les, beles ne bulurlarsa atlarlar. Severler, sevgileri uretici degil tuketici bir sevgidir. Sevdikleri her seyden karsiliksiz yararlanmanin yaninda, tasidiklari mikroplari da ona bulastirirlar. Arilar caliskandirlar. Gelisiguzel degil sistemli calisirlar. Onlarin isleri aralarinda sûra iledir. (Arap dilinde, sûra kelimesi aslen arilarin cicek cicek gezerek balozu toplamalarina verilen isimdir.) Aralarinda is bolumu yaparlar. Herkes yerini yurdunu bilir. İsci arinin omru erkek aridan uzun olur. Bu onun calismasinin bereketidir. Bir isci ari haddini bilir. İsini gucunu birakip da ana arinin isine burnunu sokmaz. İsine bakar, arkasina degil. Baskasinin ne yaptigindan cok kendisinin ne yaptigiyla ilgilenir. Bilir ki, yaptigi isin sonucunda hem kendisi hem baskalari yararlanacak. O, kendisini kurtarmak icin calissa dahi bundan baskalari da kârli cikar. Onun calisma hirsi, bir bencilligin degil bir gayretin urunudur. Sinekler yalnizca tembel degil, ayni zamanda asalaktir da. Calismadiklari, bir is ortaya koymadiklari icin, dayanismaya da ihtiyac duymazlar. Cemaat halinde degil suru / cemadat halinde yasarlar. İsleri olmadigi icin aralarinda is bolumu de yoktur. Cunku isleri gucleri baskalarinin ortaya koydugu bali araklamak ve hatta ona mikrop karasi calmaktir. Trene bakan inekler kadar bile uslu degillerdir, olsa olsa tren taslayan haylaz cocuklara benzerler. Cunku ne lokomotif olabilmisler, ne vagon, ne ray ve hatta ne de raylarin arasina kalas. Sinekler, baskalarinin yaptigi ballar ve kazuratlarla ilgilenirler, bunlarin arasini ayiramadiklari icin de hep pisi temize, sevabi gunaha, pirinci tasa karistirip dururlar.
Arilar bana Hz. Omer’e atfedilen “Kizmayan adamin esekten ne farki var? sozunu hatirlatirlar. Zararsizdirlar, lakin kendilerine zarar verildigi zaman kizarlar ve oleceklerini bile bile sokarlar. Cunku cok onurludurlar. Durduk yerde kimseye ilismezler ve kolay kolay da kizmazlar. Kizdiklari zaman ise olume dahi goz kirpmadan giderler, onlarin ki onurlu bir hayatin onurlu bir bicimde sona erdirilmesidir. Yuvalarini dagitana, mahremiyetlerini ihlal etmeye kalkana, ballarini hoyratca calana tipki Filistin’in istishad eyleminde hayatini yitiren aziz cocuklari gibi cehennem kesilirler. Sinekler ise zararlidirlar. Size ters gelebilir ama igneleri olmadigi, ne kadar kovalarsaniz kovalayin hic kizmadiklari halde zararlidirlar. Konduklari her nimete mikrop tasirlar, o nimeti mahvederler.
MUSTAFA ISLAMOGLU

Yorum Yaz