İyi ki temkinli konuşmuşuz?

Necmeddin Erbakan Hoca, Flaş TV’deki röportajında “Asker hükümeti uyarmalı” demiş.

Daha başka şeyler de demiş. Başkaları gibi başımdan kaynar sular dökülmedi. Ne de olsa şerbetli hale geldik. Kaddafi Amerikancı-İsrailci oldu ya, gerisi sürpriz değil. Her şey mümkün.

Ama yine de Hoca’nın bu sözünü farklı bir yere koymak lazım. Hatta çerçeveletip evin en görünür yerine asmak lazım. Niçin? İnsanoğlu çiğ süt emmiştir de, onun için. İhtiyatı elden bırakmamak en iyisi de, onun için.

İflas etmiş tüccar eski defterleri karıştırırmış. Ben de bu konuda yazdığım eski yazıları karıştırdım. Buldum da? Evet, “temkinli” yazmışım. Narsist değilim. Ama kendime küçük bir “aferin” çektiğimi itiraf ediyorum. Şimdi, bugüne kadar pek yapmadığım bir şeyi yapacağım. Maksadımız “anlamak” değil mi? İşte bu olay özelinde benzeri söylemlerin arkasında yatan illeti anlamak için, konuyla ilgili yazdıklarımdan alıntılar yapacağım. Ey okur! Hoşgör.

* * *

Bugün Türkiye siyasetine vaziyet eden kadrolar başta olmak üzere ortalama Müslümanın tasavvuru, “güvenlik merkezli” klasik İslam yorumu tarafından inşa edilmiştir. İslam’ın güvenlik merkezli klasik yorumu, h. 5. yüzyıldan itibaren kendisinden önceki “adalet merkezli” saf tasavvurun yerini almıştır.

Bugünün kavramlarıyla konuşursak, “adalet merkezli” tasavvurun hakim olduğu yıllarda Müslümanlar “sivil bir akla” sahipken, “güvenlik merkezli” tasavvurun hakim olduğu çağlarda “askeri bir akla” sahip olmuşlardır. Bu tasavvuru, sömürgeci Batının istilası daha da katılaştırmıştır.

Ahlakla çıkar çatıştı mı, Makyavelist bir yaklaşımla “vatan” bahanesine çıkardan yana tavır koymak… Adaletle güvenlik çatıştı mı, aynı bahaneyle güvenlik uğruna adaleti gözden çıkarmak?

İslam aklının inşa edildiği saf dönemlerden bir örnek: “İslam ordusu başkomutanı Halid b. Velid, ordunun önüne çıkan ırmağı geçmek için su derinliğini ölçmek ister. Bir askere emir verir, o da suya iner ve yüzme bilmediği için boğulur. Ona emir veren başkomutan birinci derece sorumlu tutulur ve kısas kararı çıkar. Araya giren hatırlı kimseler, erin ailesine rica minnet kısas yerine kan bedelini kabul ettirirler de, başkomutan canını Halife Ömer’in adaletinden kurtarır.

İşte, “devlet” ve “güvenlik” değil, “insan” öncelikli bir tasavvurun kurduğu dünya. Maktul erin ailesini gaza getirip ondan zorla “Bin evladım feda olsun” demeçleri alma yok. Kerametin devlette değil, insanda olduğuna inanan bir anlayış.

* * *

Yeminli din karşıtlarının, adını -sözüm ona- “Kuva-yı Milliye” koydukları saflarda savaşacak kadar hamakat şahikası bir Müslüman çevrenin varlığına inanasım gelmiyor. YİNE DE TEMKİNLİ KONUŞMAK LAZIM. Ne de olsa burası Türkiye ve Hıristiyanların teslisi gibi Türkiyeli Müslümanların da ‘din u devlet’ tesniyesi var. Roma’nın hikâyesi geliyor aklıma…

Roma “güç”tü, Roma ihtişamdı. Zaten bu yüzden Roma hiç adil olmadı ve adaleti tesis gibi bir amacı da olmadı. O, güce iman etmişti. Yalnızca gücü kutsuyor ve “onur” sayıyordu.

Bu putperest uygarlığın gücü tükenince, dünkü dostları düşmanları oldu. Dünkü gücü zaafı oldu. Dünkü avantajları dezavantajları haline geldi.

Gücü her şey zanneden Roma yıkılırken, bir zamanlar aç aslanların ağzına attığı Hıristiyanlardan yardım istedi. Demek ki, Roma da kendi dindarlarına “ahmaklar”, “safalak zavallılar” olarak bakıyordu. Ama onlar bunu yemediler.

* * *

Evet, bu ülkede Müslümanların çoğunluğu anadan doğma “sağcı” ve “muhafazakar”dır. Sağcıdırlar, çünkü çok çok eskiden beri güvenliği adalete önceleyen geleneksel din anlayışı sayesinde “din ü devlet” tesniyesine inandırılmışlardır.

Devletin güvenliği sağcılığı gerektiriyorsa, sağcılık da kutsallar arasına girer, muhafazakarlık da. Bu yüzden de, sivil bir akılla değil, militer bir akılla düşünüyor olmaları doğaldır. Böyleleri, özgürlük taleplerine soğuk, hatta bir tür “zevzeklik” olarak bakarlar. Devlet boyunlarına ipi geçirse, “Allah devlete zeval vermesin” diye dua ederler.

* * *

“Her şey aslına rücu eder” sözünün bir kez daha tecellisini konuşuyoruz.

Görüyorsunuz. Hafazanallah, temkinli olmasaymışız, mahcup olacakmışız!

 

Yorum Yaz